24 Temmuz 2013 Çarşamba

Mezuniyet Elbiseleri Çok Şık


Haziran ayının sonlarına doğru okulların kapanmasıyla mezuniyet dönemi geldi. Hem lise hem de üniversite mezuniyetlerinin olduğu yaz aylarında mezuniyet elbisesi arayışları başlıyor. Gecenin en güzel ve şık kişisi olmak için yüzlerce model deneniyor.

Mezuniyet abiye elbiselerin giyilebildiği tarzda bir tören olduğu için seçenekler çoğalıyor. Lise mezuniyet elbiseleri seçiminde daha sade modeller tercih edilmelidir. Yaşınıza uygun giysiler seçmeniz sizi her zaman daha güzel gösterecektir. 2013 yılı mezuniyet abiye modelleri arasında bu yıl büyük taşlı ağır abiyeler bulunmuyor. Ağır abiyeler yerini daha sade ve soft tonlarda şık elbiselere bırakmış durumda.
2013 mezuniyet elbise modellerinde pembe ve beyaz renk ağırlıkta. Beyaz rengin masumluğu giyen kişiye de yansıyor. Özellikle, yaz mevsiminin gelmesiyle bronzlaşan tenler beyaz elbiseler ile buluştuğunda çok hoş duruyor. Mezuniyet elbisesi çoğunlukla abiye olarak düşünülse de aslında şifon gibi uçuşan hafif kumaşlardan hazırlanmış şık elbiseler bu geceler için olduka güzel alternatifler oluşturuyor.




Mezuniyet elbisesi seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Törenin nasıl bir mekanda ve saat kaçta yapılacağı önemlidir. Çünkü abiye modelleri gündüz yapılan törenler için ağır kaçacaktır. Akşam giyilen çiçekli yazlık elbise ise geceye uyum sağlamayacaktır. Elbise türünü belirledikten sonra yapmamız gereken ise kişiliğimize uygun elbise modellerini belirlemektir. Size çok aykırı bir kıyafet giymeniz, içinde rahat edememenize ve kötü bir görüntü oluşturmanıza neden olur. Vualler, şifon ve pauklu kumaştan yapılmış hoş elbiseler gündüz yapılan törenler için daha uygunken, ipek, ipek şifon, saten gibi kumaşlardan hazırlanmış modeller akşam giyilebilecek mezuniyet elbisesi için daha uygundur.

Mezuniyet abiye modelleri tercih edilecekse, üzerinde fazla taş ve süs olmamasına özen göstererek, sade kolye ve küpe modelleriyle taçlandırabilirsiniz. Mezuniyet törenleri yaz aylarında yapıldığı için özellikle gündüz yapılan törenlerde yeşil, sarı, mavi, beyaz, pembe gibi canlı ve pastel renklerden oluşan mezuniyet elbisesi tercihi sizi daha canlı gösterecektir.



Aşırı makyaj ve abartılı saç modellerinden uzak durmaya çalışın. Lise mezuniyetlerinde kız öğencilerin en sık yaptığı hata kendilerini on yaş büyük gösterecek ağır makyajlar yapmalarıdır.
Mezuniyet abiyenizi ya da elbisenizi seçtiniz, makyajınızı yaptınız, sade aksesuarlarınızı seçtiniz ve artık hazırsınız! Bu harika günün tadını çıkarmaya bakın.

5 Temmuz 2013 Cuma

Psikanalizde Radikal Değişimler


Psikanalizde birçok şey değişti.
1) Öncelikle psikanaliz merkezini aileden evliliğe kaydırdı. Çocuklar ve anababaları arasından çok, dostlar, sevgililer, eşler arasına yerleşti. Çocuklar ailelerinden çok psikologlar tarafından yönlendirildiler. Dostlarının “sen de gidip analiz edilmelisin” cümleleriyle psikanaliz yayıldıkça yayıldı. Böylece mikro-bulaşma politikası yerini makro-bulaşmaya bıraktı.

2) Psikiyatri delilik kavramı etrafında kurulmamış gibi gelir bize. Tam tersine delilikten beslenerek kurulmuştur. Bir tarafta deli görünümlü, fakat gerçekte deli olmayan ve yetilerini hala koruyan ve sahip olduklarını iyi yönetme yetisine sahip olan insanlar vardır (paranoyak rejimi,yorumlama coşkunluğu vs.). Diğer taraftaysa, gerçekten deli olan ve buna rağmen görünümlerinde bunu göstermeyen insanlar vardır: bunlar birdenbire, hiç beklenmedik bir anda patlayan eylemler yaparlar, yangın, cinayet vs.
Psikiyatrinin şu noktada bir açmazi vardır : tamtamına deli olmayanlara deli
gibi davranıldığından ve deli olanların deliliğinin zamanında farkına varılmadığından dolayı itham edilmiştir. İşte bu iki kutup arasına onları kazarak genişleyen ve yerleşen psikanaliz “psişik” bir bozukluk yahut akıl hastalığı konumunu bulmuştur. Psikanalizin sosyal sektörün tümüne girmesine şahit olunabilir. Ör: Aile polisi.


3) Tamamen psikanalitik bir düzenin bulunmasıyla bir çeşit bağımlılık oluştuğunu söyleyebiliriz. Foucault’nun söylemiş olduğu, her iktidar oluşumunun ona bağlı olmadığı ama onsuz da etkinliğini sürdüremeyeceği bir bilgiye ihtiyacı olduğu doğrudur.

4) Psikolojinin dilbilimi ile ittifakı. Günlük dile yerleşik kelimelerinin bulunması ile herkesin kullandığı kelimeler türetmesi ve gittikçe daha çok yayılması bu ittifaka örnektir.